14 Kasım 2010 Pazar

Gözler ve kendi kendine iyileştirme Sistemi

Leo Angart Danimarkalıdır ve 1970’lerin başından beri Hong Kong’da yaşamaktadır. Çeşitli ülkelerde danışman ve eğitmen olarak Nöro-Lenguistik Programlama, Hipnoz ve Pranik Şifa konularında hizmet sunmaktadır. BBC Channel 4, CNN International, Channel 7 Australia gibi kanallarda çalışmasını aktarmıştır.

Görmek bize doğanın sunduğu en değerli armağandır. ‘Size bir krallık vereceğiz, buna karşılık hangi duyularınızdan vazgeçersiniz’ deseler, herhalde görme en son vazgeçeceğiniz duyunuz olurdu.

Görmek basittir. Gözünüzü açar ve görürsünüz. Ama zamanla işler karışır ve bu değerli armağanı kaybetmeye başlarsınız. Neden bu kadar çok insanda görme bozukluğu var hiç düşündünüz mü? Bu konuda çalışmalar başlayalı 200 seneyi geçti. Uzman kişiler ise, yaş ilerledikçe gözlerin bozulduğunu, gözlük kullanmaktan başka yapacak şey olmadığını ve göz bozukluğu ilerledikçe gözlüğün de uygun aralıklarla değiştirilmesi gerektiğini savunurlar. Karamsar bir tablo ama neyse ki doğru değil.

Bu yüzyılın başlarında William H. Bates (1860-1931) isimli New York’lu bir göz doktoru görme alanının sürekli değiştiğini keşfetti ve doğal görme biçimini irdeleyen çalışmalar yaptı. Bu, Bates’in yaşlılık dolayısı ile kendisinde oluşan hipermetrobu (Presbyopia) iyileştirme çabalarının bir ürünüdür. Bates hayatı boyunca çeşitli göz hastalıkları karşısında çok kısa sürede başarıya ulaştı. Örneğin 1903 yılında okul çocuklarının miyop olmasını engelleyen basit bir teknik geliştirdi. 1912’de bu tekniğin New York’daki okullarda yaygınlaşmasıyla miyop çocuk sayısı %6’dan %1’e indi. Ama hala acaba neden bu kadar çok çocuk gözlük kullanıyor? Tıp dünyasında, Dr. Bates’in çalışmalarının hakettiği ilgiyi görmediği kanısındayım. Amerikalı yazar Aldus Huxley, Bates Metodu ile göz bozukluğunu iyileştirdi ve yaşadıklarını 1975’de yayınladığı ‘Görme Sanatı’ isimli kitabında dile getirdi. Mier Schuider isimli doğuştan kör bir genç adam, Bates Metodu ile görmeye başladı. Hayatını Bates Metodunun yayılmasına vakfeden Dr. R.S. Agarval Hindistan’da ‘Mükemmel Görme Alanı Okulu’nu kurdu ve katarakt, hipermetrop, astigmat, miyop... binlerce hastaya şifa dağıttı.

Ben 26 sene gözlük kullandım. Daha sonra bazı insanların uzun egzersizler sonucu görmelerini iyileştirdiklerini öğrendim. Batı kültüründe yetişmiş biri olarak çabuk sonuç almak isteyen bir yapım vardı. 1993’de (Richard Bandler ve John Grinder’in yazdığı) ‘Trance-formations, Neuro-Linguistic Programming and the Structure of Hypnosis’ isimli bir kitap elime geçti. Bu kitabın 166. sayfasında hipnozla bir hastayı beş yaşına döndürdükleri ve hipnoz süresince hastanın görme işlevinin mükemmel olduğu yazıyordu. Daha sonra hastayı bu özelliğini koruyarak bugüne getirip hipnozu bitirdiklerinde hasta iyileşmişti.

Bu o kadar heyecan vericiydi ki ben de hemen bu işi yapabilecek bir hipnozcuya başvurayım dedim ama böyle birini bulamadım ve iyileşmek için başka çareler aramaya başladım. Çeşitli imgeleme (visualization) teknikleri denedim. Bu çabalarımdan ancak %25’lik bir fayda gördüm. İmajinasyon ve imgeleme, William Bates’in 100 yıl önce farkına vardığı gibi gerçekten önemli faktörler.

Beni çok etkileyen bir başka araştırma da MPD (‘multiple personality disorder’ – çok kişiliklilik) üzerine yapılan bir çalışmadır. Şikago’da bir psikiyatrist hipnoz ile MPD hastalarının farklı kişiliklere girmesini sağlayabiliyordu. Bu deneylerde aynı kişinin görme bulgularının o sıradaki kişiliğine göre değiştiği keşfedildi. Daha sonra filmi de çevrilen ‘Three faces of Eve’ isimli romanın kahramanı Chriss Sizemore, o sırada içinde bulunduğu kişiliğe göre astigmat, hipermetrop veya renk körü oluyordu. Bir MPD hastası diabetik bir kişilikte iken insuline gereksinim duyarken, diabetik olmayan bir kişilikte ilaca hiç ihtiyaç göstermiyordu.

Gözün şekli ve tansiyonunda oluşan değişiklikler ölçülebilir. Aynı fiziksel yapının, içinde bulunulan ruhsal duruma göre farklı fiziksel bulgular vermesi, bu tür problemlerin çözümünün de zihinsel olduğunu düşündürüyor. Bu araştırmalar bizi yaş ilerledikçe görme kaybının normal olduğu inancını sorgulamaya itiyor.

1980’li yılların başlarında Choa Kok Sui ile tanıştım ve ‘Pranik Şifa’ (Pranic Healing) dünyasına adım attım. Pranik Şifa yöntemi ile gözlerdeki statik (durağan) enerjiyi normal enerjiye çevirebiliyorsunuz. Bir hafta günde 2 saat bu yöntemi denedim. Önceleri gözlüksüz öğle saatlerine kadar idare edebiliyordum. Bir haftanın sonunda ise artık gözlüğe hiç ihtiyaç hissetmiyordum. O gün bugündür de gözlük kullanmıyorum.

Bu seminerde siz de doğal görmeyi keşfedeceksiniz. Ben, kimsenin gözlük, lens gibi aygıtlara ihtiyacı olduğuna inanmıyorum. Ayrıca doğal görme yeteneklerinize tekrar kavuşmanın birden fazla yolu var. Önemli olan rahatlamayı öğrenmek ve dünyayı olduğu gibi görmek.

Hipnoz, NLP (Nöro-Lenguistik Programlama) ve Pranik Şifa deneyimlerim nedeniyle bu seminer, orijinal Bates Metodunun ötesinde, oldukça zengin bir kapsama sahip. Ben görmenin zihinsel kısmını şu dört elemanın bir dengesi olarak değerlendiriyorum :

• İmgeleme : Meditasyon / rahatlama

• İnanç : Hayatınızın bir döneminde görmek istemediğiniz ya da size çok aykırı gelen şeyler görmüş olmak, kısıtlayıcı bazı inançların gelişmesine yol açabilir. NLP bu konuda çok etkin ve hızlı yöntemler sunmaktadır.

• Enerji : Pranik Şifa ile görme sisteminizdeki statik (durağan) enerji kısa sürede size canlılık veren bir enerji biçimine dönüşebilir. William Bates, gözlerin kapatılarak yüzün güneşe çevrilmesini önerir. Ancak günümüzde bu amaçla kullanılabilecek çok çeşitli enerji kaynakları vardır.

• Fiziksel egzersiz : Gözlük taktığınızda göz kaslarınız daha az kullanıldıkları için zayıflar ve Bates egzersizleri gibi egzersizlerle tekrar güçlendirilmeleri gerekir.
Benim görme konusunda oluşturduğum temel varsayımlarım şunlar :

1. Görmenin % 90’ı zihinseldir. Gözler sadece duyu organlarıdır. Gerçek görme olayı, beynin arka tarafında, iki görüntünün üst üste düşerek üç boyutlu bir görüntü oluşturmasıyla gerçekleşir.

2. Doğal olanı iyi görmektir. Hepimiz mükemmel görme yeteneği ile doğarız. Görme özürlü doğanlar % 1’in altındadır. Kırsal alanlarda ve doğaya daha yakın yaşayan toplumlarda sağlıklı görme oranı çok yüksektir.

3. Görme öğrenilir. Yeni doğan bebekler önceleri dünyayı bulanık görürler. Görme ilk gelişen duyulardan biridir. Göz ameliyatı geçiren yetişkinler de buna benzer bir deneyim yaşarlar.

4. Görme alanımız enerji seviyemizi gösterir. Dr. Bates doğal görüşün sürekli değiştiğini farkeden ilk bilim adamıydı. Artık herkes yorgunluğun görme üzerindeki olumsuz etkisini biliyor.

5. Görme, bizden kaynaklanır ve bize geri döner. İçsel bir duyu olarak, görmenin metafizik yönü görmemizi etkiler. Jacques Lusseyran (fransız yazar, filozof, direnişçi) çocukluğunda bir kaza sonucu gözlerini kaybetti. Gözleri tamamen tahrip olmuşken, kazadan kısa bir süre sonra hala görebildiğini farketti. Lusseyran, bandajlar açıldıktan sonra yaşadıklarını ‘And There Was Light’ (‘Ve Işık Vardı’) isimli otobiyografisinde anlatır.

6. Görme, neyin görülüp neyin görülmemesi gerektiğine ilişkin inançları yansıtır. Neyi görmenin uygun olduğu hakkındaki inançlar değiştiğinde, görme bozukluğu da önemli ölçüde iyileşir. Bunlar çoğunlukla, bir nedenle gelişmiş ve bilinç altına yerleşmiş tepkilerden kaynaklanır. Görsel eğitimin bilinçaltı ile uyumlu ilerlemesi sonucu gözler doğal durumlarına geri dönerler.

7. Egzersizle kaslar yenilenir. Gözlük veya lens kullanılması nedeniyle zayıflayan göz kaslarının egzersizle kendilerini yenilemeleri sağlanır.

Sizleri, doğal, berrak görmeye kavuşma yolculuğumuza bekliyorum.
Leo Angart
www.vision-training.com


Gözler Dış Müdahale Olmadan İyileşebilir mi?" Sorusunun Cevabı
Gözlük ve lensten bağımsız olarak net görmenin bir yolu varmış, hem de ameliyatsız… Fakat ben bunu 15 yıl boyunca gözlük ve lens taktıktan sonra öğrendim. Bunu öğrendiğimde inanılmaz yoğun duygular yaşadım. Önce heyecanlandım, sonra çok ama çok sevindim, sonra da inanmakta güçlük çektim.
Bize doktorların anlattıklarıyla tamamen ters bir şeydi bu.. Gözlük takmazsan göz bozukluğunun ilerleyeceği ve gözlüksüz iyileşmenin mümkün olmadığı anlatılmıştı yıllarca.
15 senelik bir göz bozukluğu geçmişimden sonra, kendi kendine iyileşme üzerine yaptığım internet ve kitap araştırmaları beni bu harika habere kavuşturdu. William Bates adında çılgın bir tıp doktoru neredeyse 100 yıl önce, gözlüğün insan gözünü tembelleştirdiğini, göze hiçbir fayda sağlamayacağını, aksine zarar verdiğini fark etmiş. William Bates gözlüklerin sadece takıldığı an net görmeyi sağladığını ve görme kusurlarını tedavi etmediğini her aklı başında insan gibi gözlemlemiş.
Kendi gözlerinde de hipermetrop (yakını görememe) olduğu için, kendi gözlerini iyileştirmekten yola çıkarak Bates metodunu bulmuştur. Bu metotla göz kusurları kısa bir zamanda tamamen düzeltilebiliyor. Tuhaftır ki, bulduğum bilgilerin hepsi İngilizceydi. Bu konuda yazılmış birçok kitap ve web sitelerindeki bilgiler olmasına rağmen hiçbir Türk doktoru bu bilgileri insanlarla paylaşmamış. Bu metotla iyileşen binlerce insan var fakat bu metot maalesef, dünyada da fazla bilinmiyor.

William Bates’in keşfettiği şey; göz bozukluklarının, gözdeki kasılma ve gerilimden kaynaklandığıdır. Çocuklukta veya yetişkinlikte herhangi bir bunalım, sıkıntı, gerginlik durumunda, gözde oluşan bir gerilim gözün normal görüşünün bozulmasına yol açıyor sonra çeşitli nedenlerle o bozukluk devam ediyor. Gözler, harika fakat çok hassas organlar. Bu yüzden herhangi bir olumsuz duygu, göz kusuru oluşmasına neden olabiliyor, fakat işin garip tarafı şu ki, göz kusuru oluşsa bile, tekrar kendi kendine düzelebiliyor. Tabii bundan habersiz olan doktorlar hemen gözlük veriyorlar insanlara. Gözlük ise, bu görme kusurunun sabitlenmesine ve daha da kötüye gitmesine sebep oluyor. Şöyle ki, eğer bana gözlük verilmeseydi de, rahatlama egzersizleri bile önerilseydi, ben uzun yıllar gözlük takmak zorunda kalmayacaktım.

Bir gün okulda ders sırasında, bir öğrenci ağlamaya başladı. Sonra yanına gittim ne olduğunu sordum. Meğerse tahtayı göremiyormuş, bir anda her şey bulanıklaşmış onun için ağlıyormuş. Hemen yanına oturdum ona gözlerini ve zihnini rahatlatacak bir kaç şey yaptırdım. 5 dakika sonra çocuk net görmeye başladı. Diyorum ki, eğer o çocuk hastaneye götürülseydi, bundan sonra gözlük takan biri olacaktı. Buna benzer sayısız örnek yaşadım küçük çocuklarla ve hepsi çok çabuk iyileşti.

Göz ile ilgili daha önceki yazılarımda paylaştıklarımı uygularken gözlüklerinizi veya lenslerinizi çıkarınız. Gözlük ve lensleri çıkarmadan yapılacak çalışmalar olduğunda zaten bunu belirtirim. Belirtmediklerimde ise mutlaka onları bir kenara koyarak uygulamaları yapınız.

Gözlerinizle ilgili çalışmalar yaparken, kendinize ait bir oda, evinizin bahçesi, evinizin balkonu, bir park ya da dere kenarı gibi kendinizi rahat hissedeceğiniz ve huzurlu bir şekilde kalabileceğiniz bir mekanda olmanız çalışmalarınızın verimini 4-5 kat arttırır. Hatta çalışmalar sırasında huzurlu ve sakin bir müzik de dinleyebilirsiniz. Bu da sizin daha çok gevşemenizi ve rahatlamanızı sağlayacağından, yine çalışmalarınızın verimi artar.

Ayrıca çok önemli bir noktayı daha paylaşmak istiyorum. Eğer göz numaranızın düşmesini veya gözünüzdeki başka bir rahatsızlığın (glokom, retinayla ilgili problemler, katarakt…) iyileşmesini istiyorsanız gözlüklerinizi veya lenslerinizi 1 numara kadar düşük olanlarıyla değiştirmelisiniz. Zaten şöyle mantıklı bir şekilde düşünürseniz, bunun ne kadar doğru olduğunu anlayacaksınız. Hem numaranızı düşürmek isteyip hem de aynı numaralı camları kullanmaya devam ederseniz gözlerinizin iyi gören bir hale gelmesini nasıl bekleyebilirsiniz ki? Beyninize iyi göremiyorum sinyali verip de gözlerinizin iyileşmesini sağlayamazsınız. Ancak düşük numaralı camlarla da görebildiği sinyalini verirseniz beyniniz ve bedeniniz bunu kabul eder ve gözlerinizi bir an önce iyileştirmek üzere harekete geçerler. Zaten 2 hafta içinde emin olun gözleriniz yeni gözlük numaralarına alışacak ve onlarla da iyi görmeye başlayacaksınız. Tabii bu arada göz alıştırmalarını yapmaya da devam edeceksiniz.

Önemli bir şey daha: gözlüklerinizi sadece net görmediğinizde yapamayacağınız işler için kullanın. Yani bilgisayarda çalışırken, film izlerken, tahtaya bakarken, araba kullanırken gibi… Diğer zamanlarda gözlüklerinizi çıkarın ve çok kısa bir zaman sonra gözlüksüz de yeterince net görmeye başlayacaksınız. Ben gözlüklerimi ilk çıkardığım da her şey sisli ve bulutlarla sarılmış gibiydi ve görüntüler gerçekten berbattı. Çünkü her iki gözümde de 5 numara miyop ve 2 numara astigmat vardı. Yine de sabrettim ve günümün büyük kısmını gözlüksüz geçirmeye devam ettim. Biliyordum ki gözlükler benim koltuk değneklerimdi. Onlara o kadar alışmıştım ve onlarsız görebileceğimi öylesine unutmuştum ki, onları bir dakika bile çıkarmak beni korkutuyordu. Yine de sonunda o koltuk değneklerini attım ve sadece gerçekten onlara ihtiyaç duyduğumda taktım. Sizlerden de yapmanızı istediğim şey bu.

Deneyin ve kendi gözlerinizle görün. Bu deneyim gerçekten neşe verici bir deneyim olacak sizin için. Güzel gören gözler dileğiyle…




Hidroterapi (Su terapisi) -Ferahlık ve Tazelenme Hissini Gözlerinize Yaşatın

Kendinize ait rahat bir odada veya evinizin bahçesinde yani sakin ve huzurlu bir yerde bu çalışmayı yapmanız gözleriniz için çok verimli ve rahatlatıcı olacaktır.

İki cam kap alın ve birine sıcak su, diğerine ise soğuk su doldurun. Yalnız sıcak su elinizi içine rahatça sokabileceğiniz kadar sıcak olmalıdır. Gözlerinizi yakacak kadar sıcak olmamalıdır. Soğuk suyu ise musluktan doldurup içine 5-6 tane buz atın. Şimdi de iki tane küçük havlu alın ve birini sıcak su kabına, diğerini de soğuk su kabına daldırıp biraz bekleyin. Yanınıza da çalışmanın sonunda yüzünüzü kurulamak ve yüzünüze hafif hafif masaj yapmak için bir tane de kuru ve temiz havlu alın.

Şimdi sıcak su dolu kaptaki havluyu sıkıp düzleştirin ve iki gözünüzü, elmacık kemiklerinizi ve alnınızı örtecek şekilde yüzünüze koyun. Gözlerin üzerine ellerinizle baskı yapmadan, sadece havluyu yerleştirin. Derin derin nefes alarak ve yavaş yavaş bu nefesi vererek havludan gözlerinize gelen ılıklığı hissedin ve bu ılıklığın keyfini sürün. Yaklaşık 30 saniye havluyu tutun ve sırtınız, boynunuz dümdüz ve dik olacak şekilde oturun. Bu çok ama çok önemlidir. İçinizden gözlerinizin her geçen gün daha parlak gördüğünü ve rahat olduğunu belirten cümleler söylemeniz de gözlerinizi daha fazla rahatlatacaktır.

Şimdi de soğuk su kabının içindeki havluyu alın ve suyunu sıkıp havluyu düzleştirin. Havluyu daha önceki gibi gözlerinizin üzerine yerleştirin. Yaklaşık 30 saniye beklettikten sonra, sıcak su kabındaki havluyu alın ve sıktıktan sonra hiç beklemeden gözlerinizin üzerine yerleştirin. Yaklaşık 30 saniye bekleyin ve soğuk su kabındaki havluya geçin. Bu döngüyü toplam 5 dakika yapın. Her seferinde, gözlerinizdeki serinlik ve sıcaklık sonrasında oluşan rahatlamayı, ferahlamayı hissedin ve tadını çıkartın. Gözlerinizin her an daha iyi gördüğünü ve gittikçe gözlerinizin gevşediğini kendinize hatırlatan cümleler söyleyin.5 dakikalık süre dolduğunda, kuru olan havluyla yüzünüzü kurularken göz çevresine hafif hafif masaj yapın. Gözlerinizi açtığınız zaman, gözlerinizin ve göz çevresinin ne kadar rahatlamış ve özgürleşmiş olduğuna şaşıracaksınız. Şimdi de 10 dakika kadar sessiz bir şekilde oturun ve etrafınızı bebeksi gözlerle seyredin. Bir şey görmeye çabalamadan sadece seyredin. En ufak ayrıntıları bile seyredin ve gözlerinizdeki ferahlığın ve rahatlamanın keyfini sürün.

Bu çalışmanın amacı; gözlerde biriken ve atılmayan zararlı maddelerin ve ölü hücrelerin boşaltım sistemine geçmesini sağlamak ve bu işlemi hızlandırmaktır. Ayrıca göz yuvarlağının dışındaki faydalı maddelerin, vitaminlerin, besin maddelerinin de göz yuvarlağına geçmesini sağlamak ve bu işlemi hızlandırmaktır. Ayrıca bu çalışma sonucunda, göz merceğinin yumuşaması ve böylece göz merceğinin odaklanma mekanizmasının tekrar faaliyete geçmesi sağlanmaktadır. Ayrıca en büyük faydası da gözlerinizdeki gerginlik, stres, gerilim ve kasılmaları yok etmesidir. Gözlerinizden kaynaklanan baş ağrılarınız bir haftalık düzenli uygulamadan sonra, yavaş yavaş kaybolacaktır. Deneyin ve kendiniz görün. Günde en az iki kez bu 5 dakikalık muhteşem ferahlık deneyimini yaşayın…

Kaynak ve detay : http://gozleriniiyilestirebilirsin.blogspot.com.tr/2009/09/hidroterapi-su-terapisi-ferahlk-ve.html

ÖNEMLİ NOT : Çalışmaları yapmadan önce mutlaka okuyunuz http://gozleriniiyilestirebilirsin.blogspot.com.tr/2009/09/goz-ile-ilgili-calsmalar-ve-dikkat.html


Dr. Ömer Önder ve Billur Bektaş, geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan ve çigong sisteminde yer alan basit göz sağlığı egzersizlerini uygulamalı olarak gösteriyor. Bu egzersizler düzenli olarak uygulandığında göz kaslarını güçlendirerek astigmat, miyop veya hipermetrop gibi rahatsızlıkların olumsuz etkilerini gözle görülür oranda hafifletiyor.



Palming Çalışması -Karanlığın Getirdiği Netlik

Şimdi ellerinizi birbirine sürterek iyice ısıtın, parmaklarınıza biraz masaj yapın. Parmaklarınızdaki ve ellerinizdeki gerginliği gevşetin. Biraz da omuzlarınızı, kollarınızı hareket ettirerek bu bölgelerdeki gerilimleri de gevşetin. Boynunuzu ve başınızı da hareket ettirin ve rahatlatın. Şimdi de sırtınızı gevşetecek birkaç hareket yapın ve vücudunuzun kalça yukarısında kalan bölgelerinin iyice gevşediğinden ve rahatladığından emin olduktan sonra rahat ve dik bir biçimde bir koltuğa oturun.

Oturduğunuz yer karanlık bir yer olursa, bu çalışma çok daha verimli olur. Ellerinizi iyice birbirine sürterek ısınmalarını sağlayın. Önünüze bir masa ve masanın üzerine de yüksek bir minder koyun. Bunun sebebi; kollarınızın yorulmamasını ve ağrımamasını sağlamaktır. Boynunuzu da dik tutacak şekilde, uygun yükseklikte bir minder koyun. Bu minderin üzerine dirseklerinizi koyun. İyice ısınmış olan ellerinizi, avuç içleriniz gözlerinizi karanlıkta bırakacak şekilde gözlerinizin üzerine koyun. Avuç içlerinizi yuvarlak şekle getirdikten sonra gözlerinizin üzerine yerleştirin. Elleriniz göz yuvarlaklarınıza ve yüzünüzdeki kemiklere kesinlikle baskı yapmamalıdır. Tam anlamıyla bir pamuk yığınını gözlerinizin üzerine yerleştirmişsiniz gibi hiçbir baskı olmadan ve tamamen karanlık olacak şekilde ellerinizi yerleştirin ve bu karanlığı mümkün olduğunca uzun bir süre seyredin. İsterseniz yarım saat, isterseniz 1 saat, isterseniz daha da uzun bir süre yapabilirsiniz.

Sadece karanlığı seyrederek zihninizi sakinleştirin. Dışarıdaki her şeyin simsiyah olduğunu hayal edin. Evlerin, arabaların, denizlerin, gökyüzünün, kısacası her yerin ve her şeyin simsiyah olduğunu düşünün. Derin derin ve sakin bir biçimde nefes alarak dikkatinizi bedeninizde gezdirin. Bunu ne kadar uzun süre yaparsanız o kadar faydasını görürsünüz. Bitirmek istediğinizde, ellerinizi indirin fakat gözlerinizi açmayın. Bir süre de bu şekilde bekledikten sonra gözlerinizi açın ve aydınlık bir yere geçerek etrafınızı çocuksu gözlerle seyredin ve görüşünüzün ne kadar netleştiğine şaşıracaksınız.



Güneşin Gözlerinize Ne Kadar İyi Geldiğini Biliyor Musunuz?


Önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Bu çalışmaya başlamadan önce bir süre mutlaka palming yapılmalıdır. Daha sonra doğrudan güneş ışığı alabileceğiniz bir mekana geçin. Bu mekan, balkon ya da evinizin bahçesi olabilir.


Gözlerinizi kapatın ve yüzünüzü güneşe doğru dönün. Dünyanın en faydalı şeylerinden biri olan güneşten faydalanın. Güneş ışınlarının çok dik geldiği 11:00 ile 15:00 arasında bu çalışmayı yapmayın, sadece bu saatlerin dışındaki saatlerde yapın. Şimdi bu durumdayken, yani yüzünüz, teninizi okşayan güneşe dönükken, sağ elinizin avuç içiyle sağ gözünüzü ışık gelmeyecek şekilde kapatın. Başınızı önce yavaş yavaş sağa doğru çevirin, sonra da sola doğru çevirin. Yalnız, çeneniz tam olarak 180 derece omzunuzun üzerine gelecek şekilde başınızı döndürün. Bunu 2-3 dakika yaptıktan sonra sağ elinizi indirip, sol elinizle sol gözünüzü kapatın ve yine aynı başı döndürme hareketini 2-3 dakika yapın. Daha sonra da,iki eliniz aşağıda olacak şekilde, yani ellerinizle herhangi bir gözünüzü kapatmadan da bir kaç dakika başınızı sağa sola çevirme hareketini yapabilirsiniz. Bu arada gözlerimiz hep kapalı duruyor. Bu çalışmaya en azından sabah ve akşam 5'er dakika ayırmalısınız.

Bunu yaparken gözlerimize neler oluyor bir bakalım: Yüzünüz tam güneşe doğru dönükken gözbebeğiniz daralır, yüzünüz güneşten uzaklaştıkça ise gözbebeğiniz genişler. Böylece gözbebeğiniz bir daralır bir genişler. Lensiniz daha esnek ve aktif hale gelmeye başlar. Görüşünüz daha parlak olmaya başlar. Göz yuvarlağınızın büyük bir kısmı uyarılır ve güneşteki yararlı ışınları almış ve gözlerinizi beslemiş olursunuz. Bu çalışmayı 5 dakika yaptıktan sonra, daha az ışık alan bir yere geçin, hatta karanlık bir yer olması daha iyi olur. Hemen palming çalışmasına başlayın. Bitirdikten sonra gözlerinizi sakince açın ve etrafınızı seyredin. Gözlerinizdeki sakinleşmeyi, dinginliği ve canlılığı hissedebilirsiniz. Ne kadar net gördüğünüze şaşıracaksınız. İşte, bu neşeyi tadın ve iyice yudumlayın. Enfes bir şey öyle değil mi?

http://gozleriniiyilestirebilirsin.blogspot.com.tr/2009/09/gozlerinize-cenneti-tattrn-dogay.html

Teknikler uygulanırken lens, gözlük takmıyoruz. Uygulamaya devam etmek istiyorsak bir numara düşük gözlük veya lens kullanmak gerekiyor. Yoksa gelişim sağlanamaz.


-Palming

Avuçlamak anlamına geliyor. Önce dik oturabileceğin bir yerde, bir masa başında kaslarını gevşeterek otur. Omurganı düzleştir. Ellerini 20-30 sn birbirine sürterek ısıt. Isınan ellerinle vücudunu, boynunu sıvazla. Rahatla. Tekrar ellerini ısıt. Dirseklerini masaya dayayarak yorulmasını engelle. Gözlerini iki elinle kapat. Ellerin birbiri üstüne değsin. Tıpkı kelebeğin kanadı gibi kapladığın gözlerine koyu bir karanlık sağla. Hiç ışık girmediğinden emin olduğunda gözlerini kapat. Ellerin pamuk gibi yumuşak olsun ve gözüne, yüz kemiklerine baskı yapmasın. Bu esnada dünyanın karanlıktan ibaret olduğunu düşün. Ağaçlar, çiçekler, insanlar, yürüyen karanlıklar... Sonra yerde uzanmış bir sekiz düşün. Gözlerinle sekizi takip et. Bu siyah sekizi göz hareketlerinle bir kaç defa yeniden çiz. Sonra ellerini gözlerinin üstünden kaldır. Gözlerin bir iki dakika daha kapalı kalsın. Ardından gözlerini aç. Etrafını seyret. Bebek bakışlarıyla seyret. Puslu ya da buğulu olmasına takılma. Yalnızca seyret. Çok rahatlayacağından eminim.




-Hidroterapi

Adı üstünde su terapisi. İki ufak havlu, sıcak ve soğuk dolu iki kap. Sıcaklık ellerini yakmayacak kadar olsun. Soğuk su için buz küpleri, akü kullanabilirsin. Önce havluları kapların içinde iyice ıslat. Önce sıcak olanı güzelce sık ve elmacık kemiklerini kapatacak biçimde gözlerinin üstünü kapat. 30 saniye boyunca derin nefesler alarak rahatla. Ardından 30 saniye de soğuk suya batırılmış havluyla gözlerini kapat. Bastırmak yok. Bu devinimi 5 dakika sürecek kadar tekrar et. Yani her havlu ile 5 sefer olmak üzere terapiyi sürdür. Ardından yüzünü kurularken göz çevrene hafif hafif masaj yap. Etrafı yine bebeksi gözlerle seyret. Günde iki defa yapılabilir. Yaptıklarım içinde beni en rahatlatan uygulama bu oldu. Sen de seveceksin.



-Yakına ve uzağa odaklanma egzersizi. 

Dış mekanda daha rahat yapılıyor. Fakat deli muamelesi görmemek için tenha yerler ideal. Evinde rahat edeceksen evde yap. Ayakta dururken sağ el ile sağ gözü kapat ve sol başparmağı göz hizasında kaldır. Fonda ise odaklanacağın ikinci bir hedef belirle, bir binanın tepesi ya da dağın zirvesi vs. Önce parmağına bak ve 10'a kadar say. Bitince hemen ardındaki ikinci hedefine odaklan ve 10'e kadar say. Birinciye odaklanırken ikinciyi çift göreceksin. Bu kez solu solla kapat ve sağ parmağa bak, tekrar dağ... şeklinde 15 defa bu devrimi yap. Sonra iki gözle birden aynı işlemi bu kez 20 defa yap. Bittiğinde palming yaparak gözlerini dinlendirmeyi ihmal etme.

-Swing
Sallanma. Önce bir nesneye odaklan. Mesela ben masanın üstündeki vazoya odaklandım. Gözlerin vazoya odaklanmışken vücudunu sağa sola döndür. 100'e kadar say. Bir de bunun uzun versiyonu var. O da youtube videosunda daha detaylı olarak görünüyor. Başlangıçta gözler açıkken sallanıyorsun. Nesneleri takip ederek. Yine yumuşak, görmeye odaklanmaya çalışmadan etrafını seyrediyorsun. Sonra gözlerini kapatıp seyrettiğin nesneleri karanlıkta görmeye çalışıyorsun. Yeniden gözlerini açıp bu kez parmağını takip ederek sallanıyorsun. Sonra iki parmağını ve kollarını hedefe alarak sallanıyorsun. Bunları 10'a kadar sayarak tamamlıyorsun. Finale doğru kollarını daha yavaş sallamaya, dereceli olarak hızını düşürmeye çalışıyorsun. Günde 2-3 defa 5-6 dklık seanslarla yapılabilir.

-Sunning

Güneşlenmek. Özellikle gözün ışığa karşı hassas ise gözlerini güçlendirmeyi hedefleyen bir egzersiz. Öncelikle güneşin fazla dik olmadığı, 9-16 saatleri öncesi ve sonrasında güneşi karşına al. Gözlerini kapat. Başını ve boynunu sağa sola döndürerek güneşlen. Bu hareketleri yaparken boynunu zorlama, yumuşak, hassas olmaya gayret et. Zihninde dünyanın renklerini, şekillerin keskinliğini ve onları ne kadar net görebileceğini düşün. 1-5 dakika arası yapman yeterli. Sonrasında palming yaparak gözlerini rahatlat.

-Göz kırpmak önemli. Gözlerini kırparken bunu, kelebeğin kanat çırpışı gibi kadifemsi ve hafif bir biçimde yapmalısın.

-Herhangi bir nesneye bakarken bütüne değil de detaylara odaklanarak bakmalısın. Bütüne bakmak gözü yorar. Oysa detaylar gözün odaklanma kabiliyetini arttırır. Ufak yazıları okumak göz kaslarının güçlendiren bir etmendir. Gördüğün her türlü prospektüsü, deterjan üstü yazısını oku.

-Renk terapisi. Her gün bir renge odaklanarak gör. Nesneyi değil rengi görmeye çalış.

-Bu göz yogası diye adlandırılan bir uygulama.

 Karanlıkta görmeye çalışmak. Kafanda kurgulamak gibi değil basbayağı görmeye çalışacaksın. Önce karanlık bir odada bir mum ışığına odaklan. Gözünü kırpmadan ama çok zorlanmadan da ne kadar bakabilirsen, yarım veya bir dakika, göz kırpma ihtiyacı hissedene dek muma bak. Gözlerin yaşarmaya başladığında ya da göz kırpma ihtiyacı hissettiğinde gözünü kapat. Ve mum ışığının nasıl olduğunu karanlığına yansıt. Her detayını karanlığa işle. Haresindeki maviliği, titreyişini, turuncusunun parlak enerjisini. Bir ressam gibi gözlerinle mumu çiz.

Ayrıca youtube 'da eye yoga - yoga for eyes diye aratın videoları inceleyin.







Kaynak : http://tesetturluyahni.blogspot.com.tr/2014/10/goz-egzersizleri-bates-metodu-palming.html


Ayrıca bu linkleri inceleyin : http://www.benolmeden.com/gozlukten-kurtulmanin-yollari/
https://www.alternatifterapi.com/icerik/bates-yontemi-nedir
http://suyunucikardim.blogspot.com.tr/2012/08/gozluklere-veda-2_19.html
http://www.gormegelistirme.com/goz-tembelligi/162-bates-ve-digerleri.aspx

Not Son not : arkadaşlar bu yöntemi Türkiye'de https://www.eyefitturkey.com/dr-bates  olarak uygulamalı ve kitapları var , reklamını yapmak için değil burada bir arkadaşın yorumu üzerine internetten buluduğum bir yer , eğer burada veya diğer sitelerde yazan uygulamaları kendiniz yapamaz yada yarar göremesseniz orayıda araştırın derim.Göz çok önemli ufakta olsa bir fayda sağlayıyorsa değerlidir gerçekten..

ÖNEMLİ NOT : Çalışmaları yapmadan önce mutlaka okuyunuz http://gozleriniiyilestirebilirsin.blogspot.com.tr/2009/09/goz-ile-ilgili-calsmalar-ve-dikkat.html

Son tavsiye : göz bozuklukları sadece göz olarak düşünmemek , bütünsel tıp çerçevesinde genel beden sağlığı enerji ve beden dengesini göz önünde tutmak gerekir.Bu yüzden bu çalışmaların dışında
tavsiye olarak :

1- Beslenme alışkanlıklarınızı kontrol edin , doğal , sebze , işlenmemiş , asidik olmayan yiyecekleri tercih edin , şekerin hayatınızdan çıkarmaya çalışın , köpeklerde şekerin gözlerini kör ettiğini düşünürsek , insanlardada mutlaka negatif etki edeceğini düşünüyorum , bu yüzden kola , tatlılar v.s özellikle dikkat edin.Tansiyonunuz varsa tuzdan kaçının , damar basınçı gözlerede negatif etki edebilir.Su tüketimide önemli.Göz sağlığı için gerekli besinleride araştırın ona göre beslenin.

2- Doğru nefes almayı öğrenin - kesinlikle sigara içmeyin - gözü nefesle ilişkisiz gözüksede akciğer sağlığına ve kandaki oksijene bağlı dolaylı yoldan etki edebilir.

3- Uyku düzeninize dikkat edin en az 6 saat deliksiz bir uyku hem beden hem göz sağlığı için yararlıdır.

4- Stresten - içe atma  : stres ve içe atılan öfke , üzüntü doğrudan pek çok hastalığın sebebi oluyor , damar basıncı , organlara yaptığı negatif etki ile gözlerede uzun vadede zarar vereceğini unutmayın.
Bu yüzden cigong - yoga - plates v.s doğa yürüyüşü tavsiye ederim.
Ayrıca göz için gigong for eyes diye youtube'da aratın.



5- Gereksiz ilaç kullanımına dikkat edin , sağlık sorunlarınızı ilaçlarla geçiştirmek yerine - kalıcı akapunktur - bioenerji - reiki - yoga gibi teknikleri öğrenip daha sağlıklı olmayı deneyin.






30 Mayıs 2010 Pazar

Basit enerji uygulama tekniği


Bilindiği üzere çok çeşitli enerji teknikleri farklı isimlerde , reiki , kundalini , gma , kuantum dokunuşu , yeniden bağlantı şifası v.s.Elbetteki hepsinin farklı yöntemleri ve etkileri olacaktır.Ama bunların özünde insanın kendinde varolan az yada çok herkesin içinden geçen evrensel enerji çeşitli yöntemlerle yükseltilip , hem kendi kendinize hemde kendinizi bu alanda fiziksel ve zihinsel olarak geliştirip başkalarına verebilirsiniz.Elbetteki farklı deneyimler ve enerji sistemleri için çeşitli uyumlamalar almak size kalmış bir seçim.Bütün bunların yanında benim kendi deneyimlerimden herkeste varolan içinden geçen enerji akımının birşekilde insanın kendi kendisine hatırlatarak , kullanabileceğini düşünüyorum.Bununla ilgili
basit herkesin yapabileceği bir çalışmayı sizle paylaşmak isterim.

Öncelikle Evrensel yaşam enerjisi nedir ?

Evrensel enerjinin bir parçası olmamız kadar ,bireysel enerji alanımız ve elektrik enerji sistemimiz vardır. Fiziksel, zihinsel,ruhsal üç enerji alanımızın bileşkesiyiz.Evrensel enerjiden çekebildiğimiz enerjiyi bu sistem vasıtası ile kullanabilir hale getiririz.Evrenden aldığımız ve içselleştirdiğimiz bu enerjiye yaşam enerjisi,canlılık enerjisi,bioenerji diyoruz.Vucudun dinamiğini sağlayan dirimsel bir güçtür.Bir makinenın çalışması için, mazotu devreye sokabilmek için elektirik enerjisinin çalışmayı başlatan ve devamını sağlayan görevi neyse,yaşam enerjisinin de görevi odur.Vucudumuzda belli bir birim derecesinde,belli bir hızda,dengede ve akış ritmindedir.

Nasıl110 voltla çalışan bir cihaza daha az veya yüksek voltaj verince çalışamaz ve bozulursa;yaşam enerjimizde belli birim derecesindeki dozla çalışır.Yaşam enerjimizi kısmen nefesle,besinlerle ve en büyük ve önemli ölçüde auramızla evrensel enerjiden alırız.Ne zamanki stres, üzüntü , öfke , yanlış yaşam v.s sonunda vücudumuzdaki enerji yolları kapanırsa,kapanan o bölgede hastalıklar oluşur.İşte kişi bioenerji , nefes v.s teknikleriyle kendisi yada yardım alarak bu blokaji açarsa enerji düzgün birşekilde vücuttan akarak bedenin kendi bağışıklık ve iyileşme sistemi devriye girerek şifayı sağlar.

Bu konuyla ilgil çeşitli kurslar var ama insan isterse kendi kendinede uygulayarak enerji yollarını açarak hem sağlık kazanıp hem bu konuda uzmanlaşıp enerjisini yükseltebilir.Önemli olan sabırla çalışıp, bırakmamaktır.
Kişi kendi bedeninde bulunan enerji yollarını çeşitli tekniklerle açabilr , enerjinin doğru ve blokajsız akmasını sağlayabilrse hem sağlık kazanıp hemde enerjiyi kullanabilir hale gelebilr.Burada önemli olan enerjinin bize ait değil içimizden geçen evrensel yaşam enerjisi olduğunuzu bilmemiz gerektiğidir.
Sözü çok uzatmadan basit enerji uygulama tekniğine geçelim , Uygulama reiki tekniğiyle hemen hemen aynı ancak uyumlama ,eğitim v.s olmadanda deneyebilir vücüdunuzda olanları gözlemleyebilirsiniz.


Basit Enerji Uygulama Tekniği :



Nasıl uygulanır?



Uygulama tekniği

Öncelikle rahat bir yere sırt üstü uzanın ayaklarınız ve bedeniniz rahat olmalı kendinizi sıkmamalısınız.
Dilerseniz su ve doğa seslerini içeren rahatlatıcı müzikler açabilr
http://fizy.com/s/17xi63
http://fizy.com/s/17c70yhttp://fizy.com/s/17c70y
yada google da natura sound therapy aratıp indirebilirsiniz.

İlk uygulama

Daha sonra elinizi karnınızın herhangi bir yerine ellerinizi birleştirerek koyun.
Karnınız doluyken değil yemek yedikten 2-3 sonra yapmanızı öneririm.
Burnunuzdan çok yavasca nefes alıp çok az tuttuktan sonra daha uzun süreli ve yavaşca bırakın.
Kesinlikle kendinizi zorlamayın.Burada önemli olan vücudu rahatlatmak ve evrenden enerjiyi nefes yoluyla içe almaktır.

Ellerinizi rahat bir şekilde tutmaya devam edin.
Bu şekilde eli tutmak sıkıcı olabilr ama devam edin , o sırada isterseniz meditasyon yada imgeleme ,olumlama cümleleri tekrar edebilirsiniz.
Uygulamayı hergun en az 20-30 dakika kendinizi sıkmadan devam edin.
Bende enerji yok diyip bırakmayın , eninde sonunda vücudunuzda karıncalanma , ellerde ısınma olacaktır.
Zamanla düzenli çalışırsanız , vücudunuzda akışıda hissedebilrsiniz.
Daha etkili ve bütün vücudun enerji hatlarının açılması için aşağıdaki
sıralamayla her pozisyonda 5-10 dakika tutabilirsiniz.




Uygulaması sırasında ellerinizi yerleştirdiğiniz bölgelerde avuç içlerinizde çeşitli derecelerde ısınma hissedeceksiniz. Bu normaldir. Genellikle bu ısınmanın derecesi ilgili çakranın ihtiyaç duyduğu ve çektiği enerjiyle doğru orantılıdır. Nadir durumlarda hiç ısınma hissedilmemesi, başkasına uyguladığınızda sizin ısınma hissetmeniz ama uyguladığınız kişinin ısınma hissetmemesi veya tam tersi görülebilir. Bütün bu durumlar normaldir ve ısınma olsun ya da olmasın enerji çalışmaktadır.
Bunların yanında kulaklarınıza belirli yerlerine bastırıp bekleterek (kulak akapunkturu ) ve ayağınızın altına masaj yapabilirsiniz.

Kulak masajı (akupress tekniği )


Kulak ceninin ana rahmindeki duruşunun şematik olarak aynısıdır. Ve tüm akupunktur noktaları kulak üzerinde bu esasa göre yer almıştır.


Şimdi... başınız,boynunuz, beliniz, sırtınız, bacaklarınız, kalçanız, ayaklarınız, omzunuz ağrıdığında yapacağınız tek şey kulaklarınıza masaj yapmak.

Kulağınızı baş ve işaret parmaklarınızın arasına alarak kulak kepçesinden başlayarak, dayanabildiğiniz kadar güçlü ve sıkarak masaj yapın.

İlk anda bazı noktalar acıyacaktır.

( bunlar bedendeki ağrıyan bölgelerin kulaktaki refleks noktalarıdır ). kısa bir süre sonra bu ağrılar kaybolacaktır.

2 -3 dakika bu masajı yapmanız yeterli olur. İsterseniz uzatabilirsiniz de. Zaten masajın sonuna doğru bedeninize bir sıcaklıklığın yayıldığını hissedeceksiniz. Bunun ardından ağrılarınızın azaldığını ve kaybolduğunu da...


ilk uygulamalar sırasinda :


- Aşırı terleme

- Dışkı düzeninin bozulması, renginin değişmesi

- Sık aralıklarla ve bol idrar yapma, renk değişikliği

- Geğirme, yellenme

- Öksürme, balgam çıkarma, tükürük birikmesi

- Gerinme, esneme ihtiyacı, esnemeyle gelen gözyaşı...

Bunların hepsini ya da sadece birkaçını yaşayabileceğimiz gibi, önce de söylediğimiz gibi belki de hiç biriyle karşılaşmayacağız. Ancak görülmesi normal olan bu etkiler birkaç gün içinde başlar ve azalarak genelde bir hafta içinde normale döner. Bu noktada en önemli şey enerjii vermeyi aksatmamaktır.

Vücudunuzda geçmişten gelen sorunlara bağlı olarak tansiyonda değişimler olabilir , böyle durumlarda
enerji çalışmayaı bırakıp rahatlamaya çalışın nefesinizi çok hızlı almayın.Eğer kronik ilerlemiş sorunlarınız varsa
bir uzman enerjist eşliğinde çalışın , destek alabilirsiniz.


Uygulamaya başladığınızda belki hiçbir şey hissetmeyebilirsiniz.Bunun sebebi yıllarca bedenime iyi bakmadığımız , sinir ,öfke ,stres ,üzüntü gibi duyguların yanında yanlış beslenme (fazla ve yanlış yemek) dengesiz uyku ,
hareketsiz yaşam , negatif düşünce v.s ile enerji hatlarımız kapanabildiği için herhangi birşey hissetmemeniz normaldir.Ancak yılmadan sabırla çalışırsanız mutlaka vücudunuzda güzel şeyler olur , en azından daha pozitif düşüneceğinizi , baş ağrılarınızı geçirebileceğinizi , çok daha sağlıklı olabileceğinizi söyleyebilirim.Ancak sabırlı olmalı hayatınızı yeniden düzenlemeli özellikle sinir , stres, üzüntü gibi sürekli hayatınızda negatif bir durumlar varsa bunları çözmeli yada çözüm yollarını araştırmalısınız.

Unutmayın en güçlü tedavi sizin negatif düşünceleriniz yanında hiçbir yarar sağlayamaz , o yüzdeden mutlaka hayatınızı ve düşüncelerinizi düzenlemelisiniz.

Bunu dedikten sonrada enerjinin bir plesebo yani insanın kendi kendini kandırması olmadiğini ve tamamiyle fiziksel bir durum olduğunu söylemekte yarar var.

Çakralarınız açık olmasi ve enerji seviyenizin yükselmesi için :

Olumlu , pozitif düşünün , öfke , kin , nefret v.s negatif duyguları hayatınızdan çıkarın.

Bol bol doğayla içiçe olun

Doğa yasalarına uygun yaşayın , fazla yemek , yanlış beslenme , düzenli uyku (örneğin hava karardıktan sonra yemek yemek , fazla et türü hayvansal gıdalarla beslenmek.

Doğru nefes almayı öğrenin.

Sigara , alkol v.s kullanmamaya çalışın.

Hafif egsersiz ve spor enerjinizi yükseltir.

Enerjinin meridyenlerden düzgün şekilde akması için dik duruşda çok önemlidir.

Negatif enerji alanları , telefon , bilgisayar fazla mahruz kalmamaya çalışın.

Enerji seviyenizi ölçmek için :

Ellerinizi birbirine sürtün yavasca birbirinden uzaklaştırın ve iki el arasındaki rüzgar gibi titreşimi hissetin.
Bu algı mesafesi ne kadar uzun yani iki el arasındaki mesafe genişse enerji seviyenizde o ölçüde yüksektir.
İlk zamanlar birşeyde hissetmeyebilirsiniz.Bu tamamen sizin yaşamızdaki stres,içinize attığınız öfke ,sinri,yanlış yaşam koşullarıyla ilgilidir.Ancak zihinsel ve fiziksel çalışmalarla bu enerji seviyeniz hissedilebilir ölçüye gelecektir.

Not : Kuantum Dokunuş Şifa Verme Gücü Richard Gordon kitabınıda okuyabilirsiniz.
Chislane D. Martel'in Ben enerjiyim kitabı : http://www.ruhunyolculugu.com/ben_enerjiyim_chislane_d_martel_e_kitap-t8891.0.html

Konuyla ilgili detaylı bilgi için : http://www.ruhunyolculugu.com/kronik_hastaliklarda_calisma_metodu-t4927.0.html

Not: Bu blogdaki yazılar,herhangi bir bitkisel ,yada ilaç tedavisi olmasada,tamamen tavsiye amaçlıdır.Kesinlikle doktor tavsiyesi yerine geçmez.